...cefâ ile sadâbâd'a gidilir mi?...
...köftehor, "gideceğim!", dedi...
...resmine baktım şöyle....yoldaydı o, zahir...
...ne kadar inatçı, ne kadar saftı bakışları...
...etrafında minik ot yığınları vardı; sararmıştılar...
...elinde iri dişli bir dirgen...
...mahzun ve cesur bakıyordu, resmin derinliklerinden...
..."gideceğim!", dedi...
...gitti...
...ardında bıraktığı tüm istikbâliydi...
...cefâ'yı o istemişti...
...sadâbâd için...
...resmi bıraktım, elimden...
...dudaklarının kenarından, kısa istihzâ ışıltıları yayılıyordu...
...içinden çıkan tüm doğru ve sade heyecanlar için değil, sevdiği için gidiyordu...
...onu kolundan tuttum sandım...
...korkup döndüğünü ve yüzüme bakıp: "bana kıyma!", dediğini duyar gibi oldum...
..."bırak ben sadâbâd' da kendim bulurum onu"...
..."sen durdurma beni!"...
..."yüreğim gideceği yerde huzurlu olur"!...
seçkin deniz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder