100. patika/05.11.2002/ "gün, dünya'nın ortasından doğuyordu"

...çatık kaşlı neferler bir ülke kadar çoktular...
...bol hüzünleri vardı ve...
...ve ruhsal-bedensel dizanteri ile meşgulduler...
...gözleri birer tüneldi, ruhlarına dek götüren...
...kusursuz mutsuzlardı...
...ne gün kadar değişken, ne de gök kadar renkli idiler...
...bir sabah, ömürlerinde ilk kez iyimser olduklarını hissettiler...
...alışamadılar iyimserliklerine; korktular...
...onu, her an gidiverecek kadar vefasız çıkar sanarak ...
...katıklı iyimserliklerine iyi davranamadılar; tedirginlikleri hayallerine de bulaşmışken bunu yapamazlardı...
...ilk zamanlarda hayalleri iğdiş edilmişti; gerçekler buna göre şekillendi...
...her yer alışıldık kirden muzdaripken, muzdarip olanların kirleri ışıldıyordu...
...ama en çok daha çok kirliler sesliydi...
...bir ses gelince, gelemeyen seslerin içinden; tüm neferler korktular...
..."a, evet!",dediler, "sâhiden böyle; sâhiden kirli her şey!"...
...gün, yüzyıllardır ilk kez bu kadar ışıldayan güzelliklere başlıyordu...
...yerküre, değişecekti...
...gün bu kez, ortadan doğuyordu...
...dünya'nın ortasından...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder