111. patika/17.11.2002/"insanî komedya; tartışmak"

...'insan', denince...
...durup düşünmek gerek...
...kendi kadar yüce ve önemli hiçbir şey tanımayan insan...
...tanıdığını söylese de, içine inandıramayan insan...
...eğer; kendini bir an bile unutabilmekteyse; kendinden daha önemli olanla ilgilenmektedir, demek gerek...
...ki; bu, aslında hiçbir zaman vâki olmamıştır ve olmayacaktır...
...kendisiyle meşgul değilse insan, o an, insan olmaklığın canlılığında olmadığındandır muhakkak...
...baygın ya da ölüdür; az da uykuludur belki..
...eğer; insan ise ve uyanıksa, onun kendisiyle tartışmadığı hiçbir şey olmayacaktır...
...kendisiyle tartıştıkları, onu erdemin kollarına uğurlar...
...başka insanlarla tartıştıkları ise, onu nefsin büyüklüğüne güç katmaya döndürür...
...insan, tartıştığını yaşamayı amaçlamıyorsa, tartışmamalı değil midir?...
...tartışıyorsa bilfiil, adı câhil değil midir?...
...söylediği hakikat değilse, onu zaten yaşamaz...
...hakikat ise, yaşamadan onu anlatması mümkün değildir...
...yaşıyor ve anlatıyorsa, bu tartışma değildir...
...eğer, 'tartışmanın küllerinden yenilikler doğar' denecekse, bu 'insanî komedya'nın en yetenekli sonucu olur', demek gerek değil mi?...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder