12. patika/27.06.2002/ "minik kevgir"

...günün ortası...
...sıcağın maximum mevsimcilliğini, herhalde hiçbir zaman evcilleştiremedi bedenim...
...hatırlamıyorum çünkü...
...insan dediğin minik bir kevgir...
...gelen geçiyor izleriyle...
...derin dimağın ipeksi çeperleri, zamanın getirdiklerinden minik parçalar çalmaktan korkmuyorlar...
...durup düşündüğümde ise, çeperlerde asılı kalan bir çok nefes kesici sıkıntı görüyorum...
...yani, "sevindirici şeyler neden asılı kalmıyor?", diye soruyorum, bilinçaltına...
...ve neden mutluluk baskısı oluşturmuyorlar insanlarda?..
...ihtiyârî bir refleks...
...gülüp geçiyorum...
...yorumlar, kalkıp geliyorlar baş kösesine aklımın...
...az ötede süpürge var, ama görünmüyor o da, akıl gibi...
...elime alabilsem, süpürüp geçeceğim...
...sıcak ah, ne zaman olsan; soğuk, diye kızacağız sana ey hava!...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder