23. patika/10.07.2002/ "beden özgürlüğünden önce"

...”kadını giyinik değilken ya da giyinikmiş gibiyken severim!”, dermiş; kadını cinselliğiyle algılayanlar...
...”algılamayan var mı ki?”, diye sormayınız...
...olabilir de; bunu, herkesi tanımadığınız için bilmeniz mümkün değil...
...insanların ne kadarının, kendilerini aştığını ben bilemem şahsen ve münhâsıren...
...bu nedenle, benim için kadınlar daima sevgiye değerdirler; erkekler gibi…
...çünkü; insan olmaları, sevginin yeter ve gerek şartıdır -hele bir de iyi insan olsalar-...
...lâkin; bu, kadınların ya da erkeklerin birbirleri için tamamlayıcı olmadıklarını düşünmemi gerektirmiyor...
...her biri, bir diğeri için özeldir...
...güç, tehlikeli bir araçtır; bilirsiniz...
...ve cinsellikten daha büyük bedeni/nefsanî/hayvanî bir güç olup olmadığını düşünmenizi isterim...
...bu güce karşılık tek silahınız/gücünüz ‘sert urgandan mamul olan gem’ bilincinizdir...
...bilincinizin kişilik düzeyi ise, gem'in dayanıklılığını düzenler...
...güce karşı güç…
...özgürlük sınıflamalarında kadının yeri...
...ne kadar günübirlik değil mi?...
...bedenin özgürlüğüne ulaşmayı hedefleyen kadınlar, erkeklerin kullanma özgürlüklerini başlattıklarının neden farkında değiller?...
...sonra oturup kullanılmaktan ötürü ağlarlar ..
...çıplak olmayı isteyen, önce kendileri değil mi?...
...erkeklerden önce, soyunmayı arzulayan; giyindiklerinde zevk losyonu kullanan kadınlar, bunu bilmezler mi?...
...yani; ”bilincinizin özgürlüğünden ziyade, bedeninizin özgürlüğünü kullanmanız neden?”, diye sormak zamanı değil midir?...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder