...aklın sathı, politikacıların üzerinde pek kalamadıkları bir konumdur...
...onlara acırım, bazen...
...ne yaptıklarını unuturlar uzun zaman...
...ayak oyunları ve ardışık hamleler içinde boğuşurlar...
...yaptıkları en küçük bir hata ile nasıl bozulduklarını/komik duruma düştüklerini görmek, güldürür adamı...
...elleri ayaklarına dolaşır, yutkunur dururlar ilkokul talebeleri gibi…
…onlar için aklın galeyana geldiği vaki değildir; onlar için galeyan şeytânî düşüncelerdedir daima...
...düşüncelerin tebessüm ile beyanını, kinin menfaate dayalı parantezlerini, ‘kastı aşan’ gerilemelerini...
...bir daha sonra seçilebilme hezeyanlarını...
...insanların nasıl aldatılabileceğine dair uzmanların teknik görüşlerini…
...hiçbirini unutamam...
...'uyutma deneyimleri’ yüksek olanlara ‘tecrübeli politikacı’, deniyor...
...o gizli hiyerarşik sıralamada kıdeme esas süre, halka atılan kazıkların yıllara dayalı bilançosuyla belirleniyor...
...halkı ‘aptal’ görmek ne kadar da aptalca...
...onlar bu hatanın ve aptalcalığın içinde yüzüyorlar, maalesef…
...kelime dağarcığı minimum kapasitede olan köylülere hitâp etmeye alışmışlar ya…
...artık; nakil yayınlarla kendilerini izleyen yüksek kültür taşıyıcısı bireyler karşısında, ne kadar zavallı ve aciz kaldıklarını göremiyorlar...
...onlar, aşamadıkları kısımlarını yönetemezler insanların...
...ancak ezebileceklerini sömürürler...
...öyle de yapıyorlar; utanmadan…
...halkın çoğunluğunu geriden takip etmenin dayanılmaz baskısını yaşayınca ‘az kafalı politikacılar’, ne kadar hoş görünüyorlar gözüme...
...biraz daha fazla gülüyorum…
...haberleri yok o politikacıların…
...değişiyor insanlar...
...farklılaşıyor ülkem...
...çocuklarımız bizden daha fazla bilgiye sahipler…
...elbette, bizden daha iyi düşünecekler…
seçkin deniz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder