42. patika/22.08.2002 / "konuşan mezarlar"

…mezarlar, geçmişin ve geleceğin kanıtlarıdır...
...onlar ne de sessiz dururlar öyle; kimsecikler yokmuş gibi...
...zaten kimse yok oralarda...
...o kimselerin bedenlerinden artakalanlar var...
...içiniz ürperir mi mezarlıkta?...
...ben hiç ürpermedim; ama çocuk haldeyken, oralarda karanlıkta olmak istemezdim...
...köpekler vardı...
...bir mezarın başında durmaktan çekinmeyeceğiniz dengeye ulaştığınızda, oturun bakın orada yatanın bilmediğiniz bireysel geçmişine...
...diri kahkahalar atamamıştır belki, o...
...ve doyamamıştır çocuklarına...
...askerlik dönüşü ölüvermiştir; iyileşmeyen ameliyatlı karnının dikişleri tekrar dikilemediğinden...
...ıssız bir köy...
...ölüm yeridir, doğduğu yer gibi...
...tek başına bir dev; dört yıl askermiş ikinci harbde...
...üç minik insan ve bir eş varmış öldüğünde...
...ölen ilk oğlu hariç; iki oğlan bir kız...
...ölüm döşeğinde yatar vaziyetteyken o, ağlarmış büyük oğlu...
...yedi yaşına varmaya az kala yetim kalacak çocuk...
...yirmibeşine varamamış bir kadın...
...ah; dikişler, değirmen yolunda patlamıştı...
...yüklerken eşeği bir kaç çuval buğdayla...
...bir hafta yatmıştı sonra canlı canlı yatağında...
...hiç durmadan gidecekti mezarına....
...çok sonra, torunu bakarken görecekti bireysel geçmişinin azcık tarafını, mezarında...
...mezarlıklar geleceğin kanıtlarıdır dedim ya...
...elbette öyledir...
...gelecekse şimdi, geçmiş olmadan olabilir miydik?...
...şimdimiz'in kanıtları mezarlarımız değil midir?..
...kendinizden koptuğunuz zamanlarda; çıkın gidin çok sonraya...
...öldüğünüzden elli yıl sonraya...
...zamanın sizin olduğu vakitlere geri dönün...
...endişelenmeyin, kendinizle bağlarınız güçlenecektir; korkularınıza tutunan nefsinizi korkularınızla yüzleştirerek...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder