49. patika/30.08.2002/ "kibirkonmaz bilgelik"

...içiniz karıncalanır, sinirleriniz çekilir ve huzursuz olursunuz 'kendini öven' zat-ı şahane'yi dinlerken....
...oysa ne de hoş giderdir, muhabbet....
...nefis karadeniz çayı deminde ve ağızlar; tatlı mı tatlı...
...üstelik yaşlı bilge'nin unutulmaz kahvesinin telvesi henüz kurumamış ve adınız kazılı fincan yıkanmamışken...
...sesindeki ılık ve serin rüzgar dinmemişken...
...gözlerindeki sevginin 'kibirkonmaz bilgeliği' akar giderken gönüllere...
...gereksizliğin en nadide vakalarından gibi gelir, size; o kişinin dedikleri...
...demeden önce aynı değil miydi ki o?...
...neden asarsınız onu o soğuk tarafınızla?...
...anlasanız onu bir?...
...dedi ya; bu, 'tanıtmaktır' kendini...övmek değil, bilmez misiniz?...
...neden kızarsınız ona?...
...o kendinin farkındadır, zira...
...sonra ulaşabildiğinize göre, şimdiye neden eski tanıdıklarınızın duygularını taşırsınız ki?...
...siz yokken de öyleydi; siz varken değişmeli miydi, sizce?...
...ben de uzatırım nesneyi bilginin taşıyıcılarına...
...ne gördüklerini görmek isterim nesnede...
...bakarım sırtları 'pek' midir?...
...nâzik bir ipek yumuşaklığında mı sevdalanır tefekkür?...
...korkular hep diri ve tetikte midir?...
...bildikleri 'endişeler'den, bilmedikleri yerleri mi tanımlarlar?...
...kuruntuların içinden seçip alırlar mı nefsin hevâsını?...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder