53. patika/03.09.2002/ "spastik modernite"

...ağaçlardan yayılan koku, dalgasız bir göl ve dağların azâmeti...
...fon müziği olarak kayda alınabilecek kuş sesleri, bazen masmavi, bazen yemyeşil bir gökte uzayıp gitmekte sonsuzluğa…
...doğa’ nın tam ortasında ve zamanın herhangi bir yerindesiniz…
…siz bu manzarayı düşleyin...
...orada oturduğunuzu varsayın...
...yüzlerce ya da binlerce yıl geçsin…
...orada siz öylece kalın; yaşayan bedeninizle...
...sonra bir soru sorun kendinize: “doğa ne kadar modern veya çağdaş?”, diye...
...nutkunuz tutulakalır değil mi?...
...doğa her zaman aynı ve mükemmeldi...
...ona, kendinizden gayrı ekleyeceğiniz hiçbir şey yoktu...
...siz ona ait olmamanın inadında büyürken, o sizden bağımsız bir süreçti...
...sizin yargılarınıza da ihtiyacı yoktu…
...çünkü; sizin için sözlerin anlamı vardı; o kendisi sözdü....
...sizin eserleriniz sizin eleştirilerinize açıktır…
...çünkü; sizin değişen görülerinizle değişir yaptıklarınız...
...oysa doğa, sizin el emeğiniz değildir...
...siz de doğa da Yaratıcı’nın eserlerisiniz...
...bedeninizin modern olup olmaması nasıl belirlenemezse -ki, o da doğadandır- ruhunuzun modern olup olmaması da belirlenemez...
...siz düşüncelerinizle değerlenirsiniz...
...düşünceleriniz için çağların değişmesi anlamlıdır...
...o da davranış kalıplarınız üzerinde kısmen etkilidir...
...yanlış anlamayınız; her şeyi yargılama hakkınızı sorgulamak istemiştim ben...
...sebep aramaktan ziyâde...
...geçip gitti işte kazârâ…

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder