…ağır, deri koltuğun gerisinde oturan şahıs...
...gözlerinde kara bir bıkkınlık...
...dudaklarında ekşi refleksler...
...ve sıcak ter...
...hasta telakki edilen ‘biri’nin gördüğü ve çok sonra anlattığı aklında kalan ilk ve en önemli görüntü bu...
...anlatırken yüzünün girdiği şekillerin ise haddi hesabı yok…
...niye gittiğini de bilecek durgunlukta değil…
...anlattı; düşündük ve konuştuk…
...ve boşluklara sorduk…
...derman-dram, fantasma-gerçek, hayal-tümevarım...
...hiçbir kategorinin ayrılamaz görmediği kişilik benzeşmeleri...
...ve gazetelerin ilgili yazılarında aranan benzeşmeler...
...burçların ne kadar da gerçeğe yakın durduğu aldanışları...
...kavgalar, sıkılganlıklar ve en çok bıkkınlıklar...
...günlerce aynı bir günde yaptıklarını tekrarlayan içe kapanma sebepleri...
...anlayışsızlıklar, beklentiler, yıpranmış aşklar, kör düşünceye tutulmuş ayrılık histerileri, ’benim param’ kaosu, anlaşılmazlık, eksik kültürel deneyimler, yarım bırakılmış korkular...
...yeni deneyimlerden kaçış, standart çözüm beklentileri, herkesin aldığı sudan içmek, özel olmak, sıradan olmak, kavga etmek, haklı olmak, en iyi olmak, en kötüyü görmek, gerçeği değiştirmek, nesnelerin adlarını sorgulamak, kelimeleri beğenmemek, ulaşılmazlık, ulaşılma arzusu, ulaşma kompleksi, çocukluk, çocukluk özlemi, gençlik, gençliği kaybetme,...
...olgunluk özlemi, denge, dengesizlik, ideal anne-baba, kardeş, eş olma-olamama, görüsel noksanlık, küresel hedefler, olmak-olmamak...
...ve daha bir sürü ‘hastalık’ sebebi…
...herkesin kendisinden pay çıkaracağı kadar geniş ‘teşhiste yardımcı elemanlar’ vardır...
...koltukta oturan şahsın, bunlar arasından sizin için uygun olanları seçip alması ve size söylemesi kadar basit bir aşağılama yöntemi var mı sizce?...
…uzmanlık dedikleri insana dair kısımların asla tesbitinin daimi olamayacağı ve benzer öneriler olacağı gerçeği bu...
...sizin başkasına ihtiyaç duyma bilincinizin, neden öğrenme azmine dönüşmediğini düşünmeniz açısından bir aşağılamadır bu...kendi aklınıza duyduğunuz saygının yok oluşudur...
...bunu biliyorsanız, gitmeniz anlamlı mıdır peki?...
...en iyi çözüm dedikleri zaman bile eğer çevre etkileşimini reddeden bir tutum sergiliyorsa koltuklu şahıs, onun önermeleri geçerli değildir...
…bir şey daha; çözüm deklare ettiklerinde sizi aile içi diyaloğa yönlendirmeyen o şahıslar, sizi aşağılamaya devam etmektedirler...
…ve onların derdi, sizi anlamaktan ve size yararlı olmaktan daha çok başka şeydir…
...sizin kendileri için sürekli bir ‘nakit kaynağı' olmanızı sağlamak onların en büyük görevleridir...
...siz onlar için standart ‘hasta’ olmaktan başka bir işlev'e/özelliğe sahip değilsiniz...
...seanslarınız sürdüğü sürece varlığınızın önemi önde tutulur…
...gerisi toplumsal paralellikler düzeneğidir…
...onlar iyileşmenizi(!) bu yüzden de istemez..
...ölçüler sizindir ve siz önemlisiniz; bunu fark edin...
...diri diri hayat kabrine girmezden evvel…
seçkin deniz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder