70. patika/19.09.2002/ "utanmaz bir hâl"

...dura dura eskimiş battaniyenin, naftalinle olan mâcerasına merakla baktı...
...misafirler için tertemiz kalıyordu...
...misafiri olmamıştı, yatıya kalacak...
...daracık evin her yeri sığınılmazdı zaten...
...battaniye para eder miydi ki?...
...takas etse önlükle...
...oğlunun önlüksüzlüğüne çözümdü, belki...
...yarın ve sonra...
...takas olmadı; asıldı adam, kendi elleriyle...
...sorumlu tuttuğu hiç kimse olmadığı halde ölmüştü...
...'oğluma iyi bakın!', hâyâliyle gözü açık...
...üçüncü sayfa haberi işte öylesine...
...bilir misiniz?...
...duyguların tıkadığı yüreğinizi rahatlatmanızın tek yolu, bir fakire uzanmaktır...
...fakirliğin onurunu duygularınızda görmelisiniz...
...acımadan, ödeştiğinizi düşünerek, onu kurtarıcı görerek...
...sizi kendinizden uzaklaştırabilecek en iyi yollardan biri, onu sevindiren şeyler yapmak değil midir?...
...utanmaz bir 'hâl', utananların suçu değildir...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder