...”kısa günün kâr'ı!”, der pragmatistler...
...onları tutupta sarsmak gelir içimden...
...kısa gün ya da uzun gün ne demek?...
...kısaya düzenbazlıkları, uzuna alınterini mi katıyorlar acaba?...
...kâr, deneyimlerinizle uzun ya da kısa muhasebe sonucu elde ettiğiniz mangır mıdır, tek?...
...başka bir mânâya temas etmez mi?...
...sordunuz mu kendinize: ”gün, muhasebe kayıtlarına uygun mu olmalı?”, diye...
...muhasebe kayıtlarını güne bağlar mısınız?...
...parayla yatar parayla mı kalkarsınız, siz şehirliler?...
...kayıt dışı kısmı nerede kalır hafızanızın?...
...hangi menkul irâd'a süzülür, gider, o zaman istikbâlinizde apaçık hâlde duran ölüm?...
...ya da belirli süreli periyodik kalkınma zamanlarınız mı var?...
...aklınızın zaaflarına hükmedemediğiniz uzun zaman kayıplarını, neden bilanço da göstermekten kaçarsınız?...
...onları kayıtlarınızda saklamakla, onlardan kurtulduğunuzu sanmamaktasınız değil mi?...
...köylülerin, zarar-ziyan dönemleri hep olur...
...köylülük, yüzlerce yıl aşağılanmakla eşdeğer tutuldu...
...ama siz, bana üst üste iki yıl zarar eden bir köylü gösteremezsiniz...
...bu yüzden, siz köylü kadar derin ve pragmatist olamazsınız...
...onun yüzeysel bakışlarındaki, uzak ufukları görmeniz çok zor...
...onun sukûnetini de alamazsınız içinize...
...onun ölüm karşısındaki metanetini de...
...çünkü; siz şehirlisiniz...
...sizin ruhlarınızı aldatan düzenbâz bilançolarınız vardır...
...unutmayın, sizler şehirlisiniz; görmeyen gözleriniz, duymayan kulaklarınız ve konuşmayan ağızlarınız da var...
...bu hâldeyken, algılama gücünüzün sağlığından kuşku duymamakta iseniz, gerçek bir kaosun içinde olduğunuzu da göremezsiniz...
seçkin deniz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder