174. patika/18.09.2003/ "yer bedeninin yüzü"

...silkindiğinde düşüncelerin hegemonyasındaki zihin, tahtırevanında sallanan kişiliği gördü...
...her şeyden müteşekkil köleler taşıyorlardı, tahtırevanı...
...kişiliği ise, o kadar çok sıfatla mücehhez idi, ki; aklı evvelden beri bunu almıyordu...
...sonucu toprakta un ufak olacak olanın bedenine gösterilen ihtimam, nedendi ki?...
...görülesi olanı değil, bilinesi olanı bilmek de zihne angarya değildi lâkin...
...kişiliğe el sallamak yeterdi; artardı bilâkis...
...öfkenin, nefretten ayrılan kısmında oturan itibarı düşündü...
...malum olan neydi?...
...sevginin nefreti içermediğini; ama öfkeye kucağında minik bir yer ayırdığını hatırlatmak mı lüzumlu?...
...hind diyarlarında görülen bedensel mühimmat silsilesi, omuzların üzerinde yükselen aşağılıkların, omuzlara ait olan yüceliklere muhtaç olmaları da nerden gerektir ki?...
...onlar omuzlardaki asalet olmadan alçakta kalacaklardır değil mi?...
...hind diyarlarına haksızlık etmemek üzere, simgelerin dünyaya ait olduğunu, yerel olmadığını belirtmekte acele etmeli...
...gülümsemeli, edebî/ebedî sanılan yer bedeninin yüzüne...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder