194. patika/13.11.2003/ "mâzî askılıklarında kalan"

...düşüncelerin, insanın ne istediğini ya da istemediğini bilmeye bağlanırken, tüm birikiminle ...
...düzersin aklının sıra sıra sorularını ve sıra sıra sonuçlarını, gözlerinin önüne...
...körlerin göremeyeceği kadar aydınlık bir meydanda durur gerçeğin ayrıntıları...
...o ki; insan, mâzîsi boyunca ne istediğini bilmemiştir...
...kendinden öncekilerin kendine yüklediği görevleri sürdürme uğruna kendi isteklerini görme şansını yakalamayı amaçlayamamıştır...
...savunduğu, saldırdığı her şey gerçek çekinikliğini örtmeye meyilllidir, sürekli...
...ve o dağınık tutarsızlıkları yaşamaktan kurtulamamıştır; kurtulmayı amaçlamadığı sürece kurtulamayacaktır...
...tutarsızlıklarını dağınıklıktan kurtarmış olsa idi, tutarsızlıklarından da kurtulmaya başlayacaktı; ancak o, içindeki mâzî askılıklarına-asıllaştırılmış tarihi görevlerine uygun davranmaktan başka şey tercih etmemiş ve içindeki sancı veren doğruyu, kendi aklından uzaklaştırmayı ya da baskı altında tutmayı seçmiştir...
...insan, sayısallığının hepsi ile yukarıdaki gibi değildi muhakkak...
...çoğu ile öyle olmaklığı ondan şikayet etmeyi mecbur kılmaktadır...
...onun neden ne istediğini bilmediğini merak etmek ve bu nedeni öğrenmek, gelecekte insanın ne istediğini bilmesine katkıda bulunmaya yarayacaktır...
...herhangi bir zayiat olsun ya da olmasın; elbette yarar olacaktır...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder