212. patika/21.04.2004/ "yanılgılar pekiştiğinde"


...parıldayan metaların bakışları nasıl etkilediğini düşünürken, düşünce gücünün parıldadığı zamanları da düşünürüm...
...düşünce gücü, özel sergüzeştlerin insan önüne çıkarıldığı zamanlarda parıldar...
...onu elinden tutarak insan önüne çıkaramazsınız...
...ardından iterek de...
...ya saklanır; iyi bir düşünce arkeoloğu gerektirir ya da karşısında iyi bir meydan ve muhatap bulunca da kendiliğinden ışıldar...
...düşüncelerin insanlara ulaşması, insanlık tarihinde de açıkça görülecektir ki; her zaman zor olmuştur...
...eğer düşünce sahibi sırtını muhkem yerlere dayamamışsa, bir diğer insana ulaşması konusunda pek bir yardım alamaz...
...peygamberlerin aldıkları ilâhî yardıma rağmen insan içinde pek fazla tarafkâr bulduğu da iddia edilemez, değil mi?...
...din felsefesine veya dinkarşıtı felsefeye baktığınızda da aynı değerlendirmeyi yapmanız mümkündür...
...yani düşünceniz doğru olsun ya da olmasın; insanlar ona pek değer vermiyorlar...
...onlar, düşüncelerin karıştığı herhangi bir yemeği bile yemekten kaçıyorlar...
...neden ki?...
...perdenin gerisinde insanın yaratılış gerçekleri vardır, diyerek sorularımızı karşılık bulmuş anlamlar içinde mi sanacağız?...
...ya da insandaki hayvani ağırlıkların, ruhânî hacimsizliğe daha baskın geldiğini mi düşüneceğiz?...
...insanlar öğrenmekten kaçarlar...
...bazı kaçkın türler, öğrenmenin adını duydukları andan itibaren onun büyüsüne kapılırlar...
...ve asla ürküp geri dönmezler bilgi ve düşünce patikalarından...
...ve evrenin sonsuz düzlemlerinde, uzaylarında cirit atmaktan hoşlanırlar...
...yanılgıların ilki, düşüncelerin tamamının doğru sanılmasıyla başlar...
...meraklı öğrenici ve sorucu ise, doğru sanmadığı düşüncelerini geliştiremez...
...yanılgılar, yanılgılarla pekişir ve çoğunlukla geçici doğrulanmalarla ve olmayana ergi yöntemleriyle insanlar bilginin kollarında düşünceleriyle dansederler...
...işte bu sergüzeşt, parıldayan metaların cazibesine sahip değildir...
...meta düşkünü insanların sıkıcı bilgi serüvenlerinde mutlu olamayacakları açıktır...
...hani açık olanın, pek giz, perde ve derinlik gibi sıfatları da olmaz...
...dedikodu bendi de açık değildir...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder