228. patika/18.08.2004/ "zaman'ın kapıları"


...kapılar yok mudur?...
...yokluk nedir?...
...yokluğu, varlığın içindeyken iddia edenlere basit bir tebessümle bakıp geçiverirsek, kimlerin nerelere doğru uçtuğunu görmeye devam ederiz...
...ya değilse takılıp kalırız, kısırdöngülerle sapıklaşıp giden eski filozofların akıl kırıntıları arasında...
...akıl kırıntılarının anlamsız olmadığına inandığımız 'eski zaman kapıcıları'nı hatırladım şimdi...
...birileri kapıları ararken küllendiler...
...acıların içindeyken tuttular kapıların kollarını...
...küllerinin içinde yok oldu gitti birileri, rüzgarların yüceleştirdiği küllere döndü diğerleri...
...yandılar için için...
...kapıların varlığına akıp gittiklerindendi bu...
...akıllarının erdiğini sanıp erittiklerindendi bu...
...kapılar...
...takılıp kalmayın kapılara...
...onları açan açacaktır elbet...
...lâkin biliniz ki; doğarken bir kapıdan geçtiniz...
...ölürken de bir kapıdan geçeceksiniz...
...ölmeden geçmek istediler kapılardan, ölüme kapı olarak bakanlar...
..."kapılar, zaman kapılarıdır!", der yaşlı bilge...
...körlerin kulplarına bile uzanamadıkları kapılar...
...kapılar yok mu hâlâ?...
...varlığın içindeyken yokluğu savunanlar...
...daha önce nerdeydiniz?...
...daha sonra nerde olacaksınız?...
...hiç düşünmediniz mi?...
...nereden geçtiniz, nereden geçeceksiniz?...
...ağaçtan kapılardan mı?...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder