250. patika/24.09.2004/ "neşe ve keder"


...neşe ki; keyfin kedere mağlup olmadığı her demdedir...
...kedere, kederden ötesine bakabildiğin vakit, kederin ezelî ve ebedî olmadığı dünyayı görürsün...
...neşe de değildir; biliniz...
...lâkin; neşe, tüm damarlarınızda akan kanı, kederden uzağa sürükler...
...keder ne derin bir kuyudur; bilirsiniz...
...özlediğiniz vakit, özlememişliğin kederi sarmaz içinizi...
...oysa bu kez içinize dolan şey en büyük keder olur, özlediğiniz için...
...özlemeyi silmeli, derseniz; özlememeye yüklenen yalnızlık kederlerine ne diyeceksiniz?...
...hele bir de başka bir kederin, diğer kederlerle yanyana/omuz omuza size koşarak geldiğini görseniz ...
...hangi yan, bakıldığı kadar kedersizdir?...
...nerede yokluğu yaşanır kederin?...
...tüm acıların, sevinçlerin her yerinde keder...
...sevincin uzayacağı yerde de, acının genişlediği yer de var o...
...kederi silemeyeceksiniz, lâkin önemsememeyi de mi bilmedi aklınız?...
...neşeye koşmaklığı, kedersiz olmaklık mı sanarsınız?...
...keder olmasaydı, neşeye neden gidecektiniz ki?...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder