264. patika/13.10.2004/ "muhalif"


...bana, düşünemediklerimi düşünenleri getirseler...
...onları saygıyla dinlerim...
...bir gün birileri, insana ve hayatla ilgili detaylara uzun yıllarını vermiş biri için 'münasebetsiz sıfatlar' kullanırlar...
...ona, mesela 'muhalif' derler...
...garip bir durum bu...
...konu, kendisini tartışmayı seven insanlar için henüz taze ise...
...üzerinde akıl zamanları harcanmamış, akıl terleri dökülmemiş kadar yeniyse...
...yani açıkçası, beş dakika bile tefekkür yaşanmamışsa onla ilgili...
...konu umarsızca tartışılmaya başlanır...
...dar/alt kültür gurubuna mensup tartışmacılar hemen hükümler ve yorumlarla besledikleri cılız önermelerle çıkarlar ortayere...
...kendi guruplarına has tek bakış açılı önermeleri, gerçekte önerme olacak kadar olgunlaşmış değildir, bilâkis; zavallıca ve saçma olabilecek kadar deneyimsizlik ürünüdür...
...dar/alt kültür aşamalarında bocalayan her bir kişi bu önermeye sahiplenir ve o korkunç aidiyetlik hissinin tazyikiyle taraf oluverir...
...ama oysa, rasyonel düşünce sistemlerine alışkın olan biri için bu durum yeterince dramatik ve komiktir...
...çünkü; o ,önermelern geçtiği süzgeçleri ve yaşadığı aşamaları yakından bilir...
...tek bakış açılı değerlendirmelerin sığlığını görür...
...ve önermenin zaaflarını orta yere serecek yaklaşımlar sergiler...
...kuşkusuz, dar/alt kültür gruplarına mensup kişiler için bulunan ortak önerme herkesin ortak paydası olamayacaktır...
...ve rasyonel yaklaşımlılar, alternatif önermelerle varlıklarını belirginleştirmek zorunda kalırlar...
...bu ise onların ortak önermelerine katılmamak demektir...
...ve orada elde edilmiş olan göreli sonuç, rasyonel yaklaşımlılar için uzun süreli konulacak basit bir yaftadır; muhalif...
...insanlar, üst kültür sınıflamasında ne zaman çoğulluk ilkesine tabii olacak?..
...ve ne zaman çoğul ekler alacak düşünebilen ve üretebilenler?...
...var mı bunu bilen insan?...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder