266. patika/16.10.2004/ "sıvanmış gerçekler"


...sıvanmış yüzler kadar, sıvanmış gerçekler de serttir...
...hani birden bire yaşlanan yüzlerin, ağaran saçların veyahut karanlığı artan göz bebeklerinin...
...her yeri...
...her yeri sıvanmıştır, şimdiki hâlden çok önce...
...ama şimdi, şimdi sıvalar dökük ve yüzler sadece insan kalır...
...gerçekler de çırılçıplak...
...şimdi nedir?...
...ne içerir?...
...ve gerçekler neden çırılçıplak, sıvalar neden dökük?...
...gerçekler sarsar insanı...
...içine çeker...
...vantuzlu kolları çok güçlüdür...
...ve insanın sıvaları bu çekimle dökülür...
...insan gerçeğin sıvaları döküldükçe gerçeği daha çıplak görür ve gerçek çeker onu güçlü kaçınılmazlığıyla...
...şimdi gerçekle yüzyüze kalma zamanıdır, sadece...
...hem neden 'şimdi', hiç olmadığı kadar çirkin ve daha hızlı geçilesi bir zamandır ki?...
...yanılgı mı bu?...
...daha hızlı geçilesi zaman değil, hiç gelmemesi gereken zaman mı demeliydim?...
...zamanın yerküredeki sacayakları, geçmiş,şimdi ve gelecek....
...mazî, hâl, istikbâl...
...yahut bunlarsız bir istiklâl...
...biz sadece bu üçünden şimdi'yi yaşarız...
...her yaşadıımız şimdi, geçmiş olur...
...gelecekte yaşayacağımız şimdi, şimdi değil zaten...
...ve tüm şimdilerin toplamıdır ömür...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder