314. patika/19.02.2005/ "lav gölüne dönmüş bataklık"


...kıvrıla kıvrıla akıp gider insan; içinden bulduğu dereciklerin içinde...
...kocaman kendisi bazen ve de sıkça, o küçük dereciklerden birinde kaybolur gider.....
...dağılır gider içinde...
...boşluğu olur kendisinin...
...ve çıkışları bulamaz halde, tek şey düşünen ve tek şeyden türeyen sıkıntıların içinde debelenen bir varlıktır, gayri o...
...ona sorduğunuz vakit, cevapların tırmandığı yerde bulacağınız tek şey, özgür olmaklığın yapabilirliğine yaptığı katkı en önemli hedef olarak, doluymuş gibi görünür...
...mutsuzluğunun bile farkında olamayan insanın, iradî zaaflarla boğuşurken kendisini tutup çekmesi mümkün müdür?...
...kendisini kim çekecektir o derecikten, derelikten çıkmış, lav gölüne dönmüş bataklıktan...
...kendi tercihlerinde iradesi, artık güvenilirlik düzeyi alçalmış olmaktan dolayı çekici değilse, insan, boğulmaktan kurtulamayacağına inanır o vakit...
...ve batalıkta kaldığı süre içinde kendisini oraya sürükleyen ve dışardan minicik görünen istek ve zevk dereciklerine düşman olur...
...iradesinden kaynaklanan zaafları onu, kendisinden uzaklara itmekteyse o artık aklının yettiği yerde durmalı ve istemeli değil midir?...
...insanın asla gerçek güç sahibi olamayacağına inandığı vakit, gerçek gücün sahibinden dilenmeli değil midir?...
...asla yok olmayan güç varken, insan, iradesinin gücüne ne kadar güvenebilecekti ki ?...
...insana düşen, asaleti gereği, derceciklerde veyahut devamında gelen bataklıklarda boğulmak değil, her akışta akl-ı selim ile durup düşünmek ve dereciklerden fazilet gölüne uzananları tercih etmektir...
...eğer aslolan özgürlüğün sürekliliği ise, boğulmaya giden insan asla süreksiz özgür olamayacaktır...
...fazilet gölüne uzanıyorsa tercih ettiği derecikler, o vakit özgürlüğün içinde yol almanın kısmetlerine varacaktır..
...işte bu, aslolandır...
...işte bu, her an ulaşılabilendir...
...sadece yardım istemek yeter...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder