340. patika/31.03.2005/ "lüzumsuz soruların boğduğu akıl"


...insan baktığı yeri çürütür; maddeden müteşekkilse o yer...
...hem kendi içi, hem kendi dışı dâhildir baktığı maddeyle alakalı her yere...
...hep aynı yere bakmamalı, o...
...sık sık gezmeli içinin dikkati...
...kendi içi maddeyle tam alaka kurmuştur biliniz, diğerleri soyut dese de her zaman...
...insanın Allah'a bakışı da maddeyle alakalıdır; Allah maddeyle alakalı değilken bile...
...ancak insanın içi ona döndüğü vakit orada ısrar ederse eğer, güzel bakmaya meylederse ruhunun gözleri, işte tek çürütemeyeceği yer orasıdır...
...kim bilebilir, ki; insan güzel baktığı vakit yeşertir tüm çölleri de...
...kısmetse eğer gökyüzünün ırmakları, yemyeşil vahalar doğurup akar geçer tüm dikkatlerin üzerinden...
...insan ısrarla bakarken düşer kuyulara...
...kötülüğün elleri uzanır alır onu, baktığı yerin güzelliğinden...
...insan en çok içine bakarken mahvolur...
...en çok Allah'a yürürken büyür güzelliğinin evreni...
...kendi içinde durur önceden göremediği kuruntular...
...hüsne uğrayanı da vardır onların sui'ye de...
...işte, "her parçasından zamanın bir şeyler çıkarmak gerek", diyen nefsin sık sık dalıp durduğu içteki o çürümüşlük depolarıdır...
...hep içine baktığında insanlığın çürümüşlüklerine bakar insan...
...her zayıf anında içinden bir çürük seçer alır, sunar aklının, iradesinin tepesinden aşağı; nefsin önüne...
...işte o vakitlerin hepsinde tüm kokuların en kötüsü sarar insanı, insanları...
...çürümemiş tüm her şey o çürümüşlüklerle çürümeye başlar....
...lüzumsuz soruların boğduğu akıl, çürümemiş her yeri darmadağın eder...
...içinizden alın gidin dikkatinizi bazen...
...gezdirin onu evrenin her yerinde yularından tutarak üstelik...
...kurtuluşunuz bundadır belki...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder