348. patika/19.04.2005/ "anma özürlülerle bir kaç dakika"


...yeryüzündeki değil sırf, evrendeki her varlık yaratıcısını anmaktadır...
...insan müstesnâ demeden önce, müstesnâ tuttuklarımız da olacaktır kuşkusuz...
...Onu ananları hâriç de bırakıp anmayanların külâhlarına bakın...
...külâhları o kadar iğreti ve edepsizce duruyor ki...
...Onu anmayı ona bir iltifat sanacak kadar aptallar o külâh taşıyıcıları...
...Onu ananları da zavallı ve yardım dilenen âcizler olarak gördükleri vakit, siz de gecikmeden gerçek âcizleri görün...
...onlara acıyın; onlara belalar isabet etmeden önce kendi mağrur ve bedava sandıkları hayatları üzerine kurdukları bencillikleri, üzerlerine kâbus gibi çöktüğü zamanı düşünüp...
...zavallılar; çâresizliklerini fark etmiş olanlara acıdıklarını unutup, aynı çâresizlikle tutunacak bir umut ararlar ya...
...tutamaklara sarındıkça düşecekler ve yıkılmışlıklarının içinde Onu anmayı düşünecekler; ama yüzleri olmayacak...
...bu arada Onu anmayı düşünmeleri bile kısmet olmayabilir...
...kütükler gibi yuvarlanıp gidecekler...
...anma özürlülere göre bunların tümü hikâye...
...onların, kendileri dışında yaratıcıya ihtiyaçları yok...
...öylesine aptalca mağrurdurlar ki!...
...tüm anlatılmışlar sadece fark edebilenler için anlamlıdır, göremeyenler için değil...
...kendilerinden menkul olmayan sağlıkları, kendilerinden üremeyen yiyecekleri, kendilerinden kaynaklanmayan enerjileriyle sadece kendilerinden doğan edepsizlikleri mukayese ettiğinizde, aptallık katsayılarındaki karmaşanın ne olduğunu, tutarsızlıklarını daha açık görebilmeniz mümkündür...
..."bunlardan bize ne?", demeden önce; bizlerle onlar arasındaki fark devinimlerinin nasıl, ne zaman ve ne şekilde olacağını, değişeceğini bilmediğimizi unutmamak gerek...
...ne biz, ne de onlar yerli yerimizde kalma garantisi almış değiliz...
...bir gün eskaza edepsizleşirsek bunları unutmayalım diyedir, lafların onlara uzanma sebebi...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder