351. patika/26.04.2005/ "lânetli yükleriyle teneşir vâdeli kethüdâlar"


... teneşir vadeli adamlardan bir kaçı, kethüdâlık peşinde dolaşırken eserlerdi; bir rüzgar, bir fırtına, bir kasırga misali...
...onlar, atmosfer karşısındaki kısa ömürleri gibi, göç yolunun başlangıcında teneşire uzanacaklarını unutup da sonsuzluğu, mezarlıkta sona erdirmeyi seçtiler...
...gerçi onların bu seçimi yapabilmeleri için bu seçeneğin mevcut olması gerekiyordu, ama yoktu...
...onlar bu yokluğu varsaydılar ve gözlerini külliyen kapadılar...
...amaçları kethüdâlıklarına veyahut saltanatlarına sınırsızlık içinde değil, sınırlılıklar içinde güç kazandırmaktı...
...teneşir vadeleri bu sebeple doğdu...
...ürettiler olmayan seçeneği ve tercih ettiler...
...hükümsüz tercihlerinin kendilerine matuf ve yararlı sonuçları olamayacağını ve sağlama alınmış bir sonsuzluk güvenceleri bulunmayacağını, aslında biliyorlardı; ama saçma olan bildiklerinin onları asla terketmeyeceklerini düşünmemeleriydi...
...ne elde edeceklerdi saltanatlarının içinde?...
...saltanatları bitince teneşire uzanacakları güne dek süklüm püklüm yaşayacaklarını da mı bilmiyorlar?...
...kendilerinden öncekiler gibi, insanların zihinlerinde herhangi bir zerre kadar saygın olamayacaklarını da düşünmüyorlar mı?...
...teneşirin tahta sırtı yerine konan mermerin soğuğu, onları vadelerinde kuşkuya düşürmüyor mu?....
...saltanatları sona erdiği vakit, sığınacakları yer, hükmettikleri insanların kucağı olmayacak mı?...
...o kucaktan teneşire uzanan dünya zamanında ne yapacaklar?...
...hükmettikleri insanlara yaşattıkları her şey, tek tek gelip yakalarına yapışmayacak mı?...
...o hâlde neden birbirlerine bakıp birbilerinden korkarak kethüdalığa soyunurlar?...
...insanların zihinlerine soktukları çomak, çocukların geleceklerine sardıkları 'kötü ağ', onları boğuyor olacağı vakit, ne yapacaklar?...
...'kethüdalık' dediğim, keyiflerine dair sürdürdükleri hükümranlıktır...
...onlar koydukları yasakların, ne kadar zavallı, ne kadar körce kaldığını görmeden ,kendi çaresizliklerine bakmadan, biçtikleri insan kıyafetlerine,değişmezmiş gibi duran keyfi engellerine, ruhlara vurmaya çalıştıkları zincirlere ne zaman dönüp bakacaklar?...
...her gün kendi yükünü tutar, onların günü de kendi yükünü tutmaktadır ve bedellerini ödemek üzere geçmişe gömülecekler...
...onlardan daha güçlü olanlar şimdi sadece birer toprak zerresi bile değiller...
...lanetli ve nefretli yükleri onları teneşir vadelerine kadar değil, sonsuzluğa kadar terketmeyecek...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder