352. patika/29.04.2005/ "yalan yüklenmemiş neyimiz kaldı?"


...insan ruhunu kirleten her şeyi didik didik incelesek...
...arasak uyanıkça; ruha daima kötülük empoze eden nefsin en büyük silahını bulduğumuzda, bir hazine avcısı gibi sevinçle fırlasak yerimizden...
...kullanmak için değil ,onun ruhları nasıl kirlettiğini görmek ve incelemek için sevinmiş olsak...
...sonra ona dikkatlice bir daha baksak, ne görürüz?...
...kesinlikle 'yalan' mıdır elimizdeki silah?...
...yoksa daha büyük kötülük kaynağı var mıdır, ki; onu tutmuş olsak?...
...yalan'a merdiven dayayan insanların tümü için kısa bir felaha erme duası mırıldanarak, yalan'a ve yalan'dan yayılan geçici hâz türlerine gülümsesek, ne olur?...
...yalanlar'a bezenmiş her şeyi yıkamak mümkün olsaydı, yıkardık...
...o hâlde zavallı insanlar olarak, tek tek yalın hale gelmemiz gerek, tek tek yıkanmalıyız...
...seferberlik ilanı gerek...
...taşucundan tutun, kıl üstüne dek, tüm uzuvlarını yıkamalıyız dünyanın...
...dışarıda duran insanlara varmadan evvel, kendi içimizde ulaşmalıyız yalanlara...
...önce biz inanmışlığımızı yıkamalıyız, kefene dek süren yol boyunda aklanmak için...
...hayâllerimizi, duygularımızı ve dahi bilgilerimizin içimizde kalan tortularını...
...sonra ailemizde buyruklara dönüşen iç ve dış yalanların yakasına yapışmalıyız...
...her buyruğun derinliklerine gizli her türden yalanı sıyırıp atmalıyız aile defterinden...
...sonra dostlarımızın ruhlarına yüklediğimiz yalanların bedelini, sırtımızda taşıyarak ödemeliyiz...
...onların bizlere yüklediği yalanları unutarak elbette...
...dostlarımızdan sonra yüklerini kontrol edecek olduklarımızı seçe seçe ilerlemeliyiz aklanma yolunda...
...gözlerimizden ruhumuza akan yalan ırmaklarına yetişecek miyiz sizce?...
...yoksa, bizi aldatanları gördükçe bizde aklanma yolundan dönecek miyiz yılarak?...
...yine aldanmayı seçerek dönüp gidecek miyiz yalanlarımızın içine?...
...yalan yüklenmemiş hiçbir şeyimiz olmadığını görünce ne yapacağız söylesenize?...
...bizi yaratana bile utanmadan yüklediğimzi yalanlar için, elbette kendi yalanlarımızda boğularak bedel ödüyoruz...
...atalarımızın katı ve yumuşak tüm yalanları içinde nefsimizin yalanlarına yer ayırmadık mı?...
...hep affedileceğimizi umarak dobralaşmadık mı yalanların içinde?...
...hani bizlerle beraber gömülecek olan hükümdârlar?...
...onlar bizlerle de dirilecekler değil mi?...
...hadi biz neyse boğulduk, daha niceleri boğulacaklar yalanların içinde...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder