376. patika/01.07.2005/ "bir dil, bir insan hikâyesi"


...her dil kendi hüzünlerini, sevinçlerini, heyecanlarını ve dahi bir çok meziyetini saklar içine...
...bilmediğiniz dilin hüzünlerine dışarıdan vâkıf olamazsınız...
...bilmediğiniz dilin seslerindeki sevinci duyamazsınız...
...onun sessizliklerine yüklenen anlamları göremezsiniz...
...mırıltıları, fısıltıları bile başka bilinmezliklerin gizemini saklar ve siz, ruhların derinliklerine inen ve genişleyen dil yollarına bakamazsınız...
...sayhalar bile anlamsız kalır kulaklarınızda...
...beden diline muhtaç oluncaya dek, bilmediğiniz dilin yaşadığına tanıklık edemezsiniz....
...dillerdeki asil öznellik yaratılmışlığın ilahî güzelliğine borçludur...
...ve diğer yaratılmışlıklar içinde her türlü dil, her türlü dilin içinde yeniden ürer...
...yoksulluğun dili çatallaşır bir dilin içinde mesela; zenginliğin dilinden ayrılır...
...ya da grupların, toplulukların diline bakınız; aynı dilde sayılamayacak çok parçaya ayrılan dil, tuhaf bir şekilde insanın bedenine yüklenmiş dile doğru genişleyerek yoğunlaşır...
...bu macera aslında genişleme varmış gibi görünen asla dönüş gibidir...
...ya da dil ne kadar çeşitlenirse çeşitlensin, hangi parçalarla farklı yapılar ve sesler oluşturursa oluştursun bedenin 'ana-baba dil' özelliğine dönüşün sürekliliğine delalet eder...
... dil, bilmediğiniz her şeyiyle sizden insanı saklar...
...eğer gölgelerin diline aitse diliniz, aydınlığın tüm hayatına dair bir şey bilmeniz imkânsızdır...
...yoksulluğun derinliklerinde tatlanmışsa diliniz ve dimağınız, sizi anlayabilen zenginlerin dili yok gibidir...
...ezilenlerin dilini bilmiyorsanız, onların hayatına dair fikriniz olamaz....
...ağlayan aç bebeklerin diline vâkıf değilseniz, hangi iç acıtıcı sesin sizi acıtacağını anlayamazsınız...
...beden diline muhtaç oluncaya dek...
...bundan mütevellittir; bir dil, bir insan hikâyesi...
...'ne kadar çok dil, o kadar insan olur' sizin içinizde; o kadar çok kendinize dönersiniz genişleyerek...


seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder