399. patika/14.09.2005/ "yarı uykulu, mahmur ve bıkkın mor-yeşil, gri-siyah, tutam tutam kaygılar"


...günün tuhaf renklerinden bunalmış biri, bunalmışlığın en koyu tenhâlığında ne düşünür?...
...kaça kaça bulduğu tenhâlık, günün tüm renklerinin isini de taşıyor ya her yerinde...
...kaçınılmaz ve dokunulmaz kekremsi bir ruh hâli...
...çetin bir kahır vak'âsı...
...zorluğun kendi kadar yeri bile gördürmediği renkler, ne de nankörler...
...oysa onları gören gözler, insanın kendi gözleriydi...
...insanın gözleri olmasaydı eğer; renklerin ne anlamı vardı ki?...
...o hâlde neden bunaltırlar, insanı?...
...neden nankörlük dumuru serdederler ruhlara?...
...yedi kat gök, yedi kat yer...
...simetrik dönüşümleriyle renkleri harmanlarlar...
...yeni kombinasyonlar ürer yerden ve gökten her şeyi içinde barındıran insanda...
...ve insan yedi kat gök ile yedi kat yer arasında gider gelir ondört kez...
...ve renkler baskılarlar her yerinden ruhunu...
...bir cihan harbi neferi kalır, insandan geriye...
...yarı uykulu, mahmur ve bıkkın mor-yeşil,gri-siyah tutam tutam kaygılar uçuşurlar tepesinde...
...nedir hepsi?...
...nerededir renklerin güzelliği?...
...bilebilir misin?...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder