430. patika/29.12.2005/ "yük deposu"


...yükleriniz...
...zamanın her minik parçasında büyüyen yükleriniz...
...idrakinize yahut duyularınıza temas eden her insan, her olgu, her olay ve her varlık, size kendi özeline dair olan, olmayan her şeyi sizin o ağır yüklerinizin üstüne boca eder...
...zihniniz, mevcut yüklere rağmen, farkında olup olmamanıza bakmadan, o yükleri alır ve içinde boza hışmınca pişirir...
...pişirebilirse tabi...
...pişmemiş yeni yüklerin size ağır bir buhran olarak döneceğini, idrakinizden duyularınıza taşacağını unutmamalısınız...
...yani, yani..
...her yeni şey, size bir ek yük olarak katkıda bulunacaktır yahut katkılanmış mevcutlarınıza zehir damlası olacaktır...
...pişirdikleriniz size yarar sağlayacak, pişiremedikleriniz size zarar verecektir...
...hayat öykünüzün temeli, aslı-astarı kümülatif olarak sadece budur...
...insanın, her vaktin her kademesinde içine ve dışına uygun olan her şeye yakin durduğunu biliyoruz ya...
...mesela; dindir, karşı cinstir, bir hayvandır, bir kitaptır, bir kazadır, bir hastalıktır, bir keyifsizliktir, bir taşıttır, bir ruhsal çalkalanıştır, bir köhne tarih vakasıdır...
...bilhassa bunlardan türeyen nakış nakış işlenmiş ilişikliler listesidir...
...ve her biri koca birer yük deposudur...
...ha birde okumuş olmaklığın insanda bıraktığı diğer yükler...
...ve günbe gün artan faidesiz bilgiler taarruzu...
...insan, hengame vakitlerini atıp daraltabildiği vakitlerde güçleniyor, oysa...
...o vakitler geniş geniş kalıyorsa, bir punduna getirip devirmelisiniz onları...
...sağ salim kalabilmeniz için lâzım bu...
...hem de çok lâzım...
...buna da dinlenmek, diyorlar insanlar...
...anlayan beri gelse hiç değilse...
...dinlenmek ne demektir, diye...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder