433. patika/20.01.2006/ "hafıza çukurları ve kokular"


...kokular...
...zihnin burun deliklerini tıkayacak kadar büyük kokular...
...kötü kokular mı?...
...belki...
...güzel (iyi) kokular mı?...
...kim bilebilir?...
...aklın bilgiyle ilişkisinde düşülen her çukur, farklı kokular yayar...
...eğer, hafızada depolanmış bilgi dermelerinin yahut dizinlerinin derinliklerinde çalışırsa akıl, kokuların şiddeti artar...
...ki; keşifler okyanusunda ilerleyen aklın düşeceği tüm çukurlar ise bu çukurlar, asla bilinmemiş koku türlerine götürür insanı...
...zihnin burun delikleri, herhalükar da tıkanmaya yüz tutar, büyücek kuyuların büyücek kokularında...
...lâkin; hafıza çukurları, kokularını hep çirkin olana doğru salarlar...
...insanın ordan çekip aldıkları, insanı kendi derinliklerinde yoğurur...
...o sırada hep düşlerdeki gibi; düşülmüş, kanadından itilmiş düş kuşlarının kanat sesleri duyulur...
...yok mudur hafızanın güzel kokular tüttüren çukurları/tepeleri?...
...kedileri ,köpekleri itip duran gülleri?...
...çekirdeksiz üzümleri, meltemleri ve kükürtsüz atmosferi?...
...gaddar mazinin elleri, güzel kokuları itecek/saklayacak kadar güçlü mü?...
...kimbilir?...
...ya değilse, insan neden hüzünlenir, aklın hafızanın derinliklerinde bilgiyle kurduğu ilişki esnasında?...
...kötü kokular yayılmasa, neden tebessüm olmasındı ki, simaların ayrıntılarında?...
...kokular...
...süpürülmüşlüğün hıncını alırlar, böyle işte...
...unutturmazlar kendilerini...
...siz düşünmeseniz de onları, onlar vardırlar; günahkarı siz olsanız da, olmasanız da...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder