447. patika/07.03.2006/ "şükürde kal, sessizce..."


...şükrün ellerine bak..
...şükredenin yüceliğine...
...yüceler yücesine içten şükredenin yücelişine...
...ve sonra dön; görebildiğin ve hissedebildiğin kadar şükret...
...nefsin hiddetinden kaçabildiğinde...
...nefsin istek fırtınasından sakınabildiğinde...
...hasedin gıptaya dönüştüğünde...
...senden daha az şey yiyenleri farkettiğinde...
...onları doyurmayı düşünebildiğinde...
...onlara yetiştiğinde...
...şükret....
...açlığının doymayacağını bil...
...doymak üzere yaratılmadın...
...eskiyen, yaşlanan senlerin bildikçe, daha da acıktığını...
...gördükçe, daha çok istediklerini...
...istedikçe, azdıklarını...
...yetinmemeyi hedeflediklerini...
...bil ve çocuklarına da öğret âkibetlerini...
...tarih bir sürü bilinecekle dolu...yaşadığın zaman açlar ve çıplaklarla...
...şükrün ellerine bak...
...şükret...
...arınacaksın şükrettikçe...
...doyumsuzluğun karanlık dehlizlerinde kararmayacaksın...
...karanlığın öfkesi, senden çevrene yayılmayacak...
...tebessümlenecek çehren..
...iyimserliğin rengarenk gülleri açacak yüzünde...
...için dingin ve serin olacak...
...şükret güçlüysen...
...şükret değilsen...
...var veya yoksa bir şey; her hâlinde de sen şükürde kal, sessizce...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder