453. patika/19.03.2006/ "kâbiliyet"


...merak'ın kâbiliyetle göbek bağı var mıdır?...
...varsa, kâbiliyetin zekâ ve akılla alakası nedir?...
...sonra hislerin merak, kâbiliyet (beceri), akıl ve zekâ üzerindeki hâkimiyetine bakmak gerekir mi?...
...şüphesiz insan bileşiğinde irade'nin zihinsel işletim sistemi üzerindeki etkisi, hislerin içinde barındığı nefsin etkilerinden bağımsız olamaz...
...o hâlde merak, silsilesini takip ederek lâzım olanı zorunlu kılar...
...meraklı olduğunuz için kabiliyetli olmazsınız; kâbiliyetli olduğunuz için merakınız vardır...
...ya yoksa herkes, aynı çok şeyi merak ederdi...
...farklılıklar olmazdı...
...hem zaten bilimsel tekâmül, benzer kabiliyetlere hâiz insanların benzer meraklarından türemiş değil midir?...
...ineği merak edenin, ineğin nasıl süt verdiğini merak edenle alakası pek yok...
...ha elbette; ineği merak eden daha sonra nasıl süt verdiğini de merak edebilir, ama ilk yönelişleri farklıdır ve bu kâbiliyetten doğan merakın ana sebebidir...
...farklılıklar da burdan sonra ayrılıyor...
...ilk merak sebebi asla değişmez...
...şiirdeki tekniğe bakan meraklıyla, şiirdeki duyguya bakan meraklının kâbiliyetleri aynı şeylerle mücehhez değildir...
...en çok bu sebeplerle her alanda farklı, bütünleşik olan veya olmayan ürünler elde edilir...
...bizâtihî sanat, sebeplerin mümkün olan hepsini içinde barındıran eserde vücut bulur...
...işte, inkâr edilemez olan budur...
...kâbiliyetin meraka yön verdiği belliyken, aklın ve zekânın bu işin genişlemesindeki etkilerini nasıl unutabiliriz?...
...üstelik her şeyin temelinde mevcut olan 'duygu' nasıl görmezden gelinebilir?...
...duygu, kâbiliyeti harekete geçirir (duyguya misal; en iyi olma hissi, ulaşılmayana ulaşma hırsı, kıskançlık, insanlara faydalı olma ihtiyacı, ilahî olanı anlama ve ona ulaşma emeli)...
...merak, duygu makamından ayrılır gelir ve kâbiliyeti canlandırır...
...akıl kendisinde işlenen ve değerlenen bilgiyi, zekânın özel yanlarıyla alır, büyütür; sonsuzun içindekilere yöneltir...
...ve insan kâbiliyetleri kadarınca sonsuzdan alır alabildiğini...
...kâbiliyet, merakın yöneldiği her alanda, kendi çekim gücünü oluşturur ve büyür...
...ve sizler, mâzideki bu hâllerden nemalanarak bu günlerde hazır olan nimetleri yaşarsınız...
...hele bir de, yaşadıklarınızı katlar, çoğaltır ve onlar gibi özelleşerek genelleştirirseniz; gelecektekiler de sizlerden nemalanacaktır...
...her kâbiliyet kendi inkişaf alanını bulamayabilir...
...ve zayii olup gidebilir...
...çok değerli olanlar, ancak suyun görünen ve gemileri yüzdüren kısmında kalabilir; ama derinlerde kalanlar bile suyun kaldırma kuvvetine fayda verirler...
...yani, her ne hâl üzre olursanız olun, kâbiliyetlerinizin merakınıza müspet etki etmesine mani olmayınız...
...vazgeçmeyiniz...
...iyiyse heybelerinizde olanlar, kâbiliyet sahanızı bulana kadar yapacaklarınız asla heder olmayacaktır...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder