459. patika/07.04.2006/ "yazı"


...hedefsiz yazılar...
...hedefi olan yazılar ve hedefi varmış gibi görünen yazılar...
...sonra yazılar; her türü...
...yazı yazmak için başlayan bir macera ve yazı yazarken yazıya köle olan yazanlar...
...bir mühim 'özenti kopuşu' ve çalkantılarla dönüşen bir kişilikten sonra, ortada kalan 'taklit cehennemi' gâzisi...
...yazan...
...yazı'ının başladığı zamanı bilmeyen insanların, yazıyı kendi buluşlarıymış gibi sundukları veya bu tezlerini kabul ettirmek için ortalıkta gezindikleri 'kibir dönemleri'nin birinde...
...insanlar, insanlara dair tarihi yazıyla başlatmayı kararlaştırmışlardır...
...lâkin onu da ne zaman başlatacaklarına karar veremedikleri aşikar, zira her yeni günde daha eskilere dair yeni yazılı belgeler keşfedilmekte ve 'yazıyla başlayan tarih', bir türlü 'asıl' başlangıcını bulamamaktadır...
...ne hazindir, ki; insan, yazı'yı kendisinin bulduğuna dair 'senfonik hayal tezi' ile başbaşa ve aptalca kalmıştır...
...hem bu kadar çok ve bu kadar sistemli bir yazı kültürüne sahip olan insanlık, yeni harfler ve yazı türü hususunda pek de becerikli değildir...
...son yüzyıla yakın bir zamanda, dünya için yeni ve ortak bir dil veyahut yazı kurma fikriyle bir sürü ter döken bir sürü 'bilim adamı' ürettikleri şeyleri ancak ve ancak kendileri kullanabilmişlerken, insan 'zavallıca' , yazı gibi bir sistemi nasıl üreteceğini/ üretmiş olabileceğini düşünebilmekte hâlâ...
...kuşkusuz, insanın hârika şeyler yaptığı malum...
...ama yazı kadar hârika olanı mümkün mü?...
...diyerek, yazının yazanlarla ilgili kısmına dönelim;
...üretmek ve yaratmak arasındaki farkı göremeyen insanın, ürettiği her yazıyla kendisini bir 'yaratıcı' yerine koyması, işte bu 'çok önceli' kompleksten beslenmektedir...
...bu macera da bu sebeple epeyce câziptir ve yazan, bu cezbin içindeyken yazar...
...kendisinden öncekilerin yaptığı gibi, 'önemli' olmak için başladığı bu şey, farkında olsun yada olmasın ona ilginç bir güç kazandırmaktadır...
...ama onu önemli kılma konusunda, gerçekten kesin bir şey söylemek mümkün değil...
...onun önemi ürettiğiyle ölçülecektir, yarattığını iddia ettiği şeylerle değil...
...fark etme zorluğu, burada filizleniyor işte...
...düşünen kişi, yarattığını iddia edemez...yaratamayacağını bilir...
...yazan, düşünen/üreten kişi, kendisinden öncekilerin fark etmediklerini fark ettiğini bilir...
...diğeri ise, yazısını yarattığını düşünürken, kendisinden öncekilerin sonuçlarını kullandığını unutur gibi görünür ve berbat bir taklitçi olur...
...işte yazı bu hâlde iken şerefini yitirir...
...yazan bu hâlde iken önemsizliğini kanıtlar...
...ama...
...evet; önemli görünenlerin önemli olanlar olduğunu düşünmek saflığındaysak, gözlerimizin ve idrakımızın ta içine sokulmaya çalışılan 'önemsiz yazı ve yazarların' önemli olduğunu düşünürüz ve kabulleniriz..
....insanlar yazıyı/kalemle yazı yazmayı yarattıklarını kabul etmek kadar büyük bir aptallığa düşerek, insanları önemsizleştirmek için, önemsiz yazıları ve yazanları büyütmekte ve insanı 'yaratıcı' olarak 'yutturmak' istemektedirler...
...yazıdaki hedeflerden biri budur...
...hedefsiz yazı yoktur...
...her yazı, nasıl görünürse görünsün, hedeflidir...
...yazanın hedefleri olmasa bile, yazdıranların hedefi vardır...
...yazan bazen kullanılandır, bazen de kullanıldığını fark ederek kendisini kullananları kullanandır...
...yazanın yazıya başlama mâcerâsı, hangi nedene dayanırsa dayansın, yazıyı ve yazanı önemli kılan insana kattığı iyilik değeridir...
...ve yazı, kendisini yazanı sürekli geliştirir...
...diri tutar...
...çürüten yazılar ise adı üstünde; çürüktürler...
...çürükten ürerler...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder