461. patika/13.04.2006/ "matematiksel açı"


...kişi nasıl görür?...
...mühim bir mesele...
...gözün biyolojik yapısının ışıkla girdiği geometrik ilişki ve bu ilişkilerden elde edilen görüntülerin beyne iletilmesindeki kusursuz sistem mevzu-u bahis değil şimdi...
...ve bilhassa görüntülerin beyinde nasıl harmanlandığı ve hıfzedilmiş bilgilerle ne gibi türev-integral ilişkisi yaşadığı ve yakınsama hususunda alt veya üst limitlerinin ne olduğu da...
...görüntü, hangi eski bilgiye yakınsar veya hangi yeni bilgiyi kendisine yakınsayacaktır?...
...yahut, görüntü, hangi eski bilgiyi 'gerçek bilgi' aşamasına dönüştürerek 'mutlak doğru'ya integre edecek veya hangi eski bilgiyi, yeni ve farklı bir yapılandırmaya yönlendirerek türevleyecektir?...
...bu hususun genişliği, derinliği ve yüksekliği, kişinin meşrebi ile bu meşreb dışında içinde taşıyagelerek büyüttüğü 'birikim' in hacmiyle doğru orantılıdır...
...insanın beş duyu ile algıladığı şeylerin tamamı, insanla doğrusal bir iz belirleyerek temas eder...
...insanın zekâsı, aklı, nefsi, hafızası ve nihayetinde iradesi bu doğrusallığı çok boyutlu algı/değer karmaşasına dönüştürür...
...ki; bu, hiç de karmaşa değildir...
...ama görünen o; sistem oluşturma ve mevcut sistemleri kötü kullanma/yönetme özürlüsü olan insan, kendi kusursuz yaratılmışlığını karmaşalar oluşturmadan yönetemez...
...ve iyi/temiz görmeyi doğarken bilen insan kirlenmiş 'görüş'ünü yeniden arındırmayı öğrenir; iyi bir öğretici bulursa ve...
...ömrü yeterse...
...nedir mesele?...
...hasta bir ruh, hiç bir sisteme bakamaz, baksa da göremez...
...göremeyeceği içindir, ki;algılayamaz ve o sistemi reddeder...
...bu, klasik bir kısırdöngüdür ve kesinlikle 'doğrusal cehâlet'le ilgili değildir...
...aksine karmaşaların kalın kıskaçlarında çırpınan 'bilgi mağduru bir cehalet'le ilgilidir...
...özü; kişinin nasıl gördüğü meselesidir...
...ve bu mesele hayattaki her şey ile inanılmaz ölçülerde sıkı sıkıya bağlı bir 'önemli olay'dır...
...görmemek üzere mühürlenen gözlerin fiziksel ve biyolojik gerçeklerle algıladığı şeyler, bu hususun algılanmasında sadece tâli bir yolun iztaşları olarak kalır...
...mevzu-u bahis bile olamazlar...
...vesaire...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder