465. patika/19.04.2006/ "cüce ve dev"


...insan...
...kocaman insan...
...sonra, küçücük insan...
...düşünsenize; o ne için yaratıldığını bilmediğinde, hayatında en önemli olan şeylerin hepsinin ardından gider tek tek...
...nefessiz kalana dek, ısrarla ve bencilce...
...zamanın o mor sinesinde, birer birer elde etse de, yitirdiği hedeflerine sımsıkı sarılmaktan bıkar...
...kendi başına kaldığında, nefsinin tüm isteklerinden doymuş hâlde kalakalır...
...gözlerindeki fer kaybolur, ilkin...
...sonra heder ettiği ve pisliklerle doldurduğu geçmiş ömrü, ağır ağır biner omuzlarına; onları çökertir...
...dar bakmaktan yorulmuş ufku, karanlığa doğru kanat çırpar; yaldızlı ülküleri birer birer kurumuş dut yaprağı gibi dökülürler, ellerinin üstüne...
...o, ne için yaratıldığını unutmak istemişse eski vakitte; şimdi, yaratılma nedenleri de onu terkedecektir...
...kısasa kısas...
...dişe diş...
...hakkın galebe çaldığı güne dek, o, o meş'um hâl üzre olacaktır...
...kocaman insanı anlatmaya lüzum yok...
...yoksa var mı?...
...kendi içindeki devi, kendi içindeki cüceye tam tekmil amade kılmamış olandır kocaman insan...
...öylesi yoksa da, öylesi olmaya gayret sarfedenleri görmek...
...kördüğüme sapmadan dosdoğru gidene de, gitmeye gayret edene de, kocaman insan diyemez mi, insan?...
...elbet kıstas, hakkın kıstasıdır...
...ve lâkin, o, diğerlerinden farklı olan kocaman insan, yaşarken de besbelli değil midir dimdik omuzlarından?...
...gözlerindeki fer'den...
...ufku eskimemiş umutlara yelken açar daim; dipdiridir...
...yaşarken ölenlere inat...
...sahici yaldızları derinlerde saklı olan kutlu yolun yolcusu; o kocaman insan...
...asıl en zorlu yol onun yolu değil midir?...
...diğeri, en sonda meş'um hâle düşerken, o her daim o meş'um hâlin farkında olarak her yeriyle teyakkuz hâlindedir...
...sapmamak adına hep...
...sapkınlığa düşmüş olmamak adına...
...güllerle sarılı yüzü, tebessümlerle yol alıyor değil mi, yoksa?...
...öyle değilse, diğerleri nefret etseler de ondan, neden imrenirler hâline?...
...nefretleri, imrendiklerindendir...
...lâyık olamadıkları için iyiliğe, derbeder olurlar...
...koskocaman insan karşılarında dururken...
...yapacakları ne var ki?...
...onu yok edemeseler bile, üzerler kendilerince...
...sırf ve sadece asıl sebep bu; kıskanırlar...
...hâssaten...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder