498. patika/29.05.2006/ "şartlanmalar"

...insana özgü her şey benzersizdir...
...genetik olarak çok yüksek yüzdelerle benzeşen şeyler, bindelik, milyonluk, milyarlık oranlarda benzeşmemeye doğru ilerliyor...
...daha fazlasına gerek yok; her insan ortak kalıplarla var olsa, ortak 'şey'lerle kombine duygular ve düşünceler yaşasa da, benzersizdir...
...bu sebeple ruhsal değişim sürecinde her insan için tüm veriler aynı olsa bile, sonuçlar aynı olmamaktadır...
...her insanın özel oluşu verileri değerlendirmesindeki farklılıklarla kanıtlanıyor...
...şartlandırılmamış fertlerin, şartlandırılmış fertlere göre daha özgür değerlendirme yaptıkları kesin olmasına rağmen, şartlandırılmış fertlerin de gizil bir doğru değerlendirme yaptıkları, ancak bu değerlendirmeyi şartlanmaya uygun olarak geri ittikleri söylenebilir...
...zaten çalışma açımız da bu mevcudiyete yönelik olacaktır...
...veri değerlendirmelerindeki farklılıkların şartlanmaların değil, insanların özel ve seçkin bir ruh formuyla doğduklarının da kanıtı olabilir...
...şartlanmalar, sadece değrlendirmelerin yansımasıyla ilgilidir...
...buna göre; şartlanmalardan etkilensin veya etkilenmesin, insan benzersizdir...
...insana özgü olan her şey, bu bazda benzersiz olmak zorundadır...
...şartlanmış fertlerin, kendi genetik yapılarıyla ruhsal formlarına uygun değişimler geçirdiklerini, güdülendikleri şartların onları baskı altına aldığını, baskı altına alınmış olmalarının da onların diğerleriyle benzeşen tepkilerini arttırdıklarını biliyoruz...
...buna karşılık şartlandırılmamış fertlerin, diğerleriyle benzeşen tepkileri, daha az olacaktır...
...ve benzeşmeyen yönleri daha kolay yansıyacak; baskı altına alınmamış 'genetik yapı ve ruhsal form gelişim grafikleri' daha sağlıklı bir seyir izleyecektir...
...yani şartlanmalar bireyi çürütmektedir...
...ama şartlanmalardan kurtulmuş insan yoktur...
...şartlanmalardan kurtulmak mümkün olmadığına göre, insan çürümeden kendisi olamayacaktır, demek doğru olmalıdır...
...şartlanmaların azlığı, bireyin baskı altında kalma süresini azaltacak, fazlalığı ise arttıracaktır...
...ve doğrudan çıkaracağımız sonuç ise; 'olumsuz hedefli şartlanmaların azalması ve olumlu hedefli şartlanmaların artması insan için ideal olan şartlanma pozisyonuna götüren bir ters orantıyı gerektirir', şeklinde olacaktır...
...şartlanmalar nelerdir?...
...bu konuda sıralı sayılabilirlikten uzak bir tesbit yapmak zorundayız...
...şartlanmalar, genel geçer özellikleriyle insanın ilişki kurduğu her nesne, her olay ve her olgu için birden çok grupta ve sayıdadır...
...kaldı, ki; mevcut şartlanmalarla beraber insanların kendilerine özgü yöntemlerle yeni şartlanmalar oluşturdukları ve bu hususta alışkanlıktan kaynaklanan yeni ve özel durumlar peydahladıkları (psişik hastalıklar) da bilindiğine göre, şartlanmaların sayıca çokluğu bizim analiz yapmamıza engel olamayacaktır...
...şartlanmalarla ilgili analizlerin hepsi, şartlanmalardan uzak herhangi bir insanın olamayacağını rahatlıkla söyleyebilir...
...insanın özgür ve kendine özgü yapısının ortaya çıkmasına engel olan herhangi bir şartlanma, bir insanın yetişebilmesi için gerek şarttır...
...olumlu veya olumsuz şartlanmalar bu açıdan değerlendirilmelidir...
...yetişmiş insanın ideal ölçülere uygun olup olmadığı sorun değildir, bu konuda...
...ideal ölçüler de birer şartlanma yapısı olduklarından, analizin kısıtlayıcı unsuru olamazlar...
...ve eğitim sürecinde hangi şartlanmanın olumsuz, hangi şartlanmanın olumlu olduğu belirgin ve somut değildir...
...insanın doğumdan sonraki eğitim aşamalarının her biri, farklı istendik şartlanmalarla çerçevelenmiştir...
...yine yaş kademelerinde peyderpey uygulanan duygusal ve düşünsel içerikli şartlanmalar, benzeşen karakterler üzerine aşırı yoğunlaşmış hedeflerden dolayıdır...
...ve doğal olarak, baskı altına alınmış fertlerin yansıyan davranışları filtre edilir...
...ergenlik döneminde daha sık ortaya çıkan kendine özgülük ve özgürlük devinimleri, şartlanmaların oluşturduğu baskıları itmeye başlar...
...ve fert o ana dek benzeşme kaygısıyla davranan yetişkinleri sorgulama dönemine girer...
...bundan sonra insan, kendi benzersizliğini, kendi genetik yapısı ve ruhsal formu dolayısıyla ortaya koymaya çalışacaktır...
...ne yazık, ki; bu durum -sosyal katmanlardaki fert yapılarının daha da farklılaşmasına karşılık- umut vadeden bir durum değildir...
...zira özgürlük ve kendine özgülük kaygısı, bireyi yeni şartlanmaların bulunduğu yeni ve farklı ortamlara sürükleyecektir...
...kurduğumuz mantık zincirine göre, insan şartlanmalardan asla kurtulamayacaktır...
...ve başlangıçta ifade ettiğimiz şey belirginleşecektir...
...insanları farklı kılan şartlanmalar değildir; kendine özgülüktür, benzersizliktir...
...her ne kadar şartlanmaları iten insan yeni şartlanmalara maruz kalsa bile, diğerleriyle benzeşmeyen yansımalarla yaşayacaktır...
...sosyal guruplardaki benzeşmeler, bu durum için bir ayrıcalık olmayacaktır...
...çünkü; sınırlandırılmış yansımalar benzeşmeleri gerektirmemekte, ferdin pasif kalmayı tercih ettiğini göstermektedir...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder