529. patika/02.07.2006/ "mülâkat"

...insanların ayrıştırıldıkları bir yer var...
...her yerde bir yer...
...her şekilde bir yer...
...kıstasları farklı farklı, renk renk olan ayrıştırmalar, o her bir yer'de karışır insan içine...
...karışır insanlar önce...
...heyecanlar, sıkıntılar...
...insandan insana süzülen 'seçme' kokuları...
...seçilme korkuları...
...sonra insanlar ayrışır ve kâbiliyetleri değerince 'yer'leştirilirler...
...sorular...
...soruların sorulacaklara yüklediği muhtemel yükler...
...kasılmalar ve düşüncelerde büyüyen sapmalar...
...kıvrılarak seçilmeye adaylanan o insan...
...menfaat zincirinden kapabildiği pay kadar veya o paydan daha büyük ezikliklerle çıkar, orta yere...
...ödünleriyle zavallı...
...herhangi bir fısıltıyla patlayacak bir ödle, hazır kıta beklemekte...
...ve insanlar, o herhangi bir yerde 'yer'leştirilirler...
...sabahın en erken ışıklarıyla başlayan telaş...
...yetişilecek vakit...
...kulaklarda uğultular ve ahiret sorgusunu akla bile getirmeyen sorgu endişesi...
...nedir?...
...mülâkat...
...acaba nedir sorulacaklar?..
...acaba bilecek mi, köftehor?...
...dağınık ruhun derinlikleri, perişan endişelerle dolu...
...bakan gözleri görmezken...
...gören gözleri seçmezken..
...soran dudakları, ardı ardına aynı soruları içerden ittirirken...
...insan ne kadar korkak!...
...sonra insanlar yerleştirilirler o bir yerde...
...ya oraya, ya buraya...
...gün biter..
...korkuları sırtlanarak uzaklaşır ruhundan insanın...
...sessizleşir endişeler...
...ne kadar basit...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder