536. patika/28.08.2006/ "keyfî idâre"

...kuralların keyiflere göre görmezden gelindiği, önemsenmediği durumların çokluğu, midenizi bulandırır mı?...
...kuralların soğuk yüzünü dert etmeyin...
...görünürde sizi sıkıyor olsalar bile (onlar insan eliyle belirlenmiş olsalar da), bazı eşdeğer haksızlıkların engellenmesine yaradıklarını inkâr edemezsiniz...
...bilirsiniz, ki; idâre keyfi muamelelerin merkezi oluyorsa kesinlikle haksızlıklar olacaktır...
...zaten kurallar bunun için vardır; herkesin olabildiği kadar âdil şartlar dâhilinde yaşantılarına devam etmesini sağlamak...
...buna istinaden görürsünüz, ki; keyfî idârenin daimîliği yoktur...
...devran döner, kılıklar devşirilir, makamlar ve mevkîler rüzgara karışır...
...kuralların önemine vurgu yapan yenilerin berraklığı, eski keyfçilerin ayazda kalmasını sağlar...
...hâlâ kuralların soğuk nevale kısmına takılıysanız, iyi düşünün...
...kurallar değişebilir; ama keyfe dair mevcudiyet, ekseriyet olmamak kaydıyla...
...derin ahlakî ve iradî sorunlarla boğuşmayan herhangi bir idari faktör, kuralları çok baskın göstermeden de idareyi sürdürebilir...
...bu meyanda idareye keyfiyet bulaştıranların derin ahlaki ve irâdî zaafları olduğunu kesinlikle ifade etmek mümkündür...
...velhasıl; kifâyetsiz olanların büyüttüğü keyf mevzuları, kifâyetlilerin ellerinde kural manzumelerine tâbi olmaya dönüşür...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder