21. patika/10.07.2002/ "kokuşmuş ağaçlar ve fidan"

...kızgınlıklar, ilk zamanlar ya da son zamanlar arasında değildir ya...
...daimadırlar; yaşandıkları sürece...
...bir çocuğun 'bilgiç"'tavırlarına küçümseme kısmında ayaklanan davranışlar, bir yaşlının akıl zaafında düğümlenmez...
...aynı kalırlar...
...sübyan ile bunak arasında o kadar çok benzerlik var ki; kızgınlıklarımızın değişmesine sebep aramamız gerekmiyor...
...gibi...
...öyle; ama çocuğum, bir bunakla kıyaslanmayı kabul eder mi, sizce?...
...azarlanmak, hiç kimseyi mutlu etmediği halde, neden kabullensin ki, bilginin yıllara olan bağımlılığını?...
...ve neden köhne, kısır bir varlığın yapışık ikizi gibi dursun ki?...
...o bir kıvılcım değil, olmayacak da...
...bir bunak kadar sönük olma olasılığı çok zayıf...
...o bir değişim gücü...
...yılların eskiyen yüzünde de değişmeye devam edecek...
...bir bunak sınıfında olmayacak asla.
...tohumuyla, gerçekleriyle bir iken, mantığın yücelten inancıyla nasıl bir olmaz o, çok sonra ‘yaşlı bir insan’ iken?...
...onu, kendi gölgelerinde dinlendirmeli...
...sorguladığınız kokuşmuş ağaçların gölgesinde değil...

seçkin deniz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder